Başlıkta kullanmış olduğum mütevazi ifadesi, sanmayın ki
anlatacağım kişinin başarısınadır. Bir ironi yapmak istedim sadece, çünkü size
10 kardeşli bir ailenin içerisinden çıkıp da bugün Türkiye’nin tartışmasız en
iyi üniversitelerinden birinde, Sabancı Üniversitesi’nde Rektör Yardımcılığı
yapan bir kadının hikâyesini anlatmak istiyorum.

Oldukça keyifli sunumuyla yaklaşık 1 saat kendisinden hayat hikâyesini,
başarı adına atılması gereken adımları, hayat adına birkaç ipucunu dinledik. Bambaşka
bir deneyim oldu bizler için, ufuk açan dopdolu bir saatti. Şimdi müsaadenizle birkaç
satır başını burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
10 Kardeşli Bir
Ailenin Kızı’ydım!
Evet, yanlış duymadınız. 10 kardeş hem de 8’i kız. Anne okuma-yazma
bilmiyor baba ilkokul mezunu. Bir dağ köyünde dünyaya gelmiş Sondan DURUKANOĞLU
FEYİZ. 10 kardeş ama 10’u da üniversite mezunu bir aile. Lisede 3 yıl
kaybetmiş. Lise son sınıfta kendisinden 3 yaş küçük kardeşiyle mezun olmak
zorunda kalmış. O yıl üniversite sınavından İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümünü
kazanmış. Puanı Boğaziçi Üniversitesi’ne yetse de o senelerde İngilizce yeterlilik
sınavı zorunluluğu var, malum kendisi de düz lise mezunu. Kendi ifadesiyle “-Yabancı
dil hak getire!” Neyse 4 yılın ardından İstanbul Üniversitesi Fizik’i
bitirince, demiş ben akademisyen olmak istiyorum ve bu nedenle yurtdışına
gitmem gerekli, peki kim gönderecek? Anne, baba artık iş bekliyor, evlilik
bekliyor, torun bekliyor. 3 ay oturmuş MEB’in yurtdışı bursluluk sınavına
hazırlanmış, Amerika’ya gönderilecek 7 öğrenciden birisi olmaya hak kazanmış.
4.ncü sıradan.
Amerika Yılları ve
Beraberinde Gelen Başarı
Amerika’da önce mastır ardından doktora eğitimi. Bu sırada
Türkiye’de babasını kaybetmiş. 3 ay söylememişler kendisine, saklamışlar. Amerika’da
doktora sırasında tanıştığı arkadaşıyla evlenmiş. Çocuğu olmuş. Çocuğu emanet
edecek kimse yok tabi, ne anne ne hala ne teyze. Bakıcılara ise güvenmiyor. İş başa
düşmüş tabi, tek başına çocuğuna bakmış diğer yandan doktorasını tamamlamış. Doktora
bitmiş, sıra gelmiş iş aramasına. Eşiyle aynı eyalette aramış bir süre, bakmış
olmuyor. Almış çocuğunu Türkiye’ye gelmiş. Sene 2000, İstanbul Teknik
Üniversitesi’ne yardımcı doçent olarak başlamış. Tam 10 yıl eşinden ayrı
kalmış. Çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalmış. Bu sırada doçent olmuş ve
doçentlikten istifa edip 2010 senesinde Sabancı Üniversitesi’ne geçmiş. 2011
yılından beri de Rektör yardımcılığı yapıyor, Prof. Dr. Sondan DURUKANOĞLU
FEYİZ.
Hayalleri Olmalı
İnsanın!
Konuşmasının mesajı ‘hayaller’ üzerineydi. Trabzon’un Of
ilçesinde, bir dağ köyünde dünyaya gelen küçük Sondan’ın hayallerini anlattı
bize Prof. Dr. Sondan DURUKANOĞLU FEYİZ. Neden pes etmediğini, nasıl zorluklara
göğüs gerdiğini. “-Sıradan olanı istemedim hiçbir zaman, farklı olanın
peşindeydim. Başaracağıma da inandım” diye ekledi. Neticesinde bugün geldiği
nokta ortada. Dünyanın en iyi 200 üniversitesi içerisine giren bir üniversitede
rektör yardımcısı.
Sıkılmadan
Çalışmalısınız.
Konuşmasının bir kısmını sizlere aynen aktarmak istiyorum: “Sıkılmadan
yani severek çalışmayı öğrenmelisiniz. İnsan ancak sevdiği işi sıkılmadan
yapabilir. Acaba bugün kaçımız severek yaptığımız işlere sahibiz? Başarı, kaliteli
olan her işin ardından gelecektir. Başarılı her işin de mutlaka bir alıcısı
vardır. Küçümsemeden, kabiliyetlerimiz ölçüsünde yapacağımız bir işle hem mutlu
olabilir hem de gerçekten geçiminizi sağlayabiliriz.”
Her Başarının Kendi Hikâyesi
Vardır.
Gerçekten de etkileyici ve keyifli bir seminerdi. Kendisine sonsuz
teşekkürler. Öğrencilerin -hatta biz öğretmenlerin de- ufuklarına katmış olduğu
muazzam artıyı düşününce ne kadar da faydalı olduğu anlatacak sözcükleri
bulmakta gerçekten de zorlanıyorum. Sözlerime görüşlerine çok değer verdiğim
bir meslektaşımın ifadesiyle son vermek isterim: “Her Başarının Kendi Hikâyesi
Vardır.”
Okuduğumuz, dinlediğimiz her hikâye bizlere, kimi zaman
neden başaramayacağımızı anlatır aslında. Bu imkânlara sahip ol(a)madan
başaramayacağımıza inanırız. Hedefimiz, başka insanların hedefleri olmamalı
asla. Kendi hedeflerimizi gerçekleştirmeye odaklanmalıyız.
Unutmayalım, ikinci bir Sondan DURUKANOĞLU FEYİZ’e
ihtiyacımız yok. Bu hikâyeyi okuduğumuzda heyecanlanıp ulaşamayacağımız
hedefleri hayal ettirmek değildi amacım. Kısaca söylemek istediğim, korkmayın,
isteyin, bıkmadan deneyin. Başarı elbette sizi bulacaktır. Hiçbir emek zayi
olmayacaktır.
*Sabancı Üniversitesi, Rektör Yardımcısı http://www.sabanciuniv.edu/tr/hakkimizda/rektor-yardimcilari
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder