24 Nisan 2016 Pazar

Yarınlarımıza Doğru Yatırım Yapmak Üzerine

Uzun zaman oldu yazamıyorum, farkındayım. Adeta kendimi bir süre nadasa çektim. Bu süre zarfında bol bol eğitim seminerlerine katıldım. Yurt içi-yurt dışı seyahatler gerçekleştirdim. Farklı okumalar yaptım. Bazen insan yazmadan önce şöyle bir demlenmeli diye düşünüyorum. Bilmiyorum hala hazır mıyım? Ama yine de bir kaç satır yazmak istedim.
Katıldığım bir çok eğitim seminerinin ana konusu: "Türk eğitim sisteminin geriliği, çağ dışı kalmış olması, artık ihtiyaçlara cevap vermiyor" oluşuydu. Evet, haklılar. Sistem çoktan öldü ve bizler de bir ölünün arkasından konuşmaktan öte işler yap(a)mıyoruz. Ama maalesef, hepimiz sadece durum tespiti yapıyoruz. Kral çıplak! diye bağıranların yine hiç birisi ortaya bir çözüm önerisi getir(e)miyor. "Sistem öldü, ihtiyaçlara cevap vermiyor"
Peki, biz ne yapalım?
Ortaya koydukları çözüm önerileri Türkiye gerçeğinden çok uzak öneriler. Sanki başka bir ülkede yaşıyorlar da bu ülkeden bihaber isteklerini sıralıyorlar. Bizleri kıyasladıkları ülkeler ABD, Japonya, Almanya, İngiltere vs. gibi sanayi devrimlerini 200 yıl öncesinde tamamlamış, ağır sanayi yatırımları yapmış, eğitim seviyelerini toplumun ciddi manada büyük bir kesimine yaymış ülkeler. Bizim ülkemizde daha geçen seneye kadar köyünde elektrik olmayan yerler vardı. (kaynak: ntvmsnbc) Allah aşkına, lütfen birileri ayağı yere basan hedefler koysun ve adım adım gerçekleştirmemiz için bizlere yol göstersin.
Yarı İngilizce yarı Türkçe terimlerle üstten üste konuşarak, Türkiye halkını aşağılayan, onlara tepeden bakan konuşmalar bizlere hiç bir fayda vermedi, vermeyecek de. Bilmem hangi ülkede yapılan araştırmaya göre Türkiye'de işler şöyleymiş, bu kadar geri kalmışız vs. vs. Hani ataların güzel bir sözü var tam yerinde, yumurta kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş.
Artık şu aşağılamaya bir son verelim. Gelin sürekli aynı haberleri ısıtıp ısıtıp önümüze koymak yerine, gerçekçi hedefler koyalım. Geçim derdi olan bir ülkeye, yüksek hedefler koyarak hepten hevesimizi kırmayalım.
Öncelikle öğrencilere aç olduğunu hissettirmekle işe başlayabiliriz, diye düşünüyorum. Malum tok ağırlamak zordur derler, karşımızdaki kitle aç olduğunun farkında bile değil. Sadece kuru bilgileri ezberlemek onları tatmin etmiyor. Onlara gerçek hayatta da işlerine yarayacak bir takım bilgileri edinebilecekleri yerleri gösterelim. Biz öğretelim demiyorum, en azından onlara bir yol gösterelim. Bir ufuk çizelim ve bu süreçte onları destekleyelim. Tabi ki öncelikle bizlerin bu farkındalığa sahip olması gerekiyor. Bildiklerimizin yeterli olmadığını, günümüzde adeta yok hükmünde olduklarını kabul etmemiz gerekiyor. Daha fazla araştırmalı, okumalı imkanlar dahilinde yeni yerler görmeliyiz. Bizler hayata at gözlüğüyle bakarsak, çevremizdekiler gözlerini bile açma zahmeti göstermeyeceklerdir. Biliyorum, söylediklerim kolay değil, farkındayım. Ama kurtardığımız tek bir deniz yıldızının bile hayatında ne kadar önemli bir yer tutacağını düşünerek bu işi yapmalıyız. Unutmayalım ki onlar bizim geleceğimiz, yarınlarımız. Daha güçlü yarınlar istiyorsak şimdiden yatırımlarımızı doğru yapmalıyız.


Teşekkürler.
24.04.2016
Sarıyer-İstanbul

Bir Eşit Ağırlık Öğrencisi Olarak Matematik Dersiyle Olan Sınavım :)

Bu başlığı açmamın temel sebebi, yıllardır gerek derslerine girdiğim öğrencilerim olsun gerek özelden bana mail, whatsapp mesajı vs. ile mes...