28 Haziran 2016 Salı

TERCİH ÖNCESİ MUTLAKA OKUYUN!

Üniversite sınavları geçen hafta pazar günü yapılan edebiyat-coğrafya sınavıyla son buldu. Şimdi yeni bir heyecan başlıyor: Üniversite Tercihi Dönemi

Hemen her sene öğrencilerin kafasını karıştıran ve maalesef yanlış tercihler yapmasına neden olabilen bir dönemden bahsediyoruz. Aslında bir üniversite tercih etmekten öte, bundan sonraki yaşamınızı tercih ediyorsunuz. Yapacağınız tercihler, iş hayatınızı ve bu da tüm yaşamınızı etkileyecektir. O nedenle, gerçekten de çok dikkatli olmak gerekli. Peki, nasıl tercih yapalım? Neleri tercih edelim?

Öncelikle şuna karar vermek gerekli, nasıl bir iş yapmak istiyorsunuz? Yapacağınız işin sınırlarını çizdikten sonra hangi bölümü okumanın, o iş hayatına daha fazla katkısı olacağına karar vermek lazım. Yapacağınız işi tercih ederken 5-10 sene sonrasını düşünerek seçmek yerinde bir karar olacaktır. Çünkü bugün başlasanız en az 4-5 sene üniversite okuyacağınız bir gerçektir. Bu nedenle de yapacağınız işin 5-10 sene sonrasını düşünmek size iş bulmayı kolaylaştıracaktır. Çağımızda artık bir işi sürekli yapmak -maalesef-çok da uygun görülmemektedir. Kişinin kendisini yetiştirmesi ve iş kollarını genişleterek ilerlemesi gerekmektedir. Çünkü her geçen gün daha iddialı ve bir o kadar kalifiyeli elemanlar yetişmektedir.

Yapacağınız işi tercih ettikten sonra, o işe ait yeterlilikler nelerdir? Çok iyi tespit etmek gerekli. Yabancı dil, yurt dışı- yurt içi staj deneyimi, bilgisayar kullanabilme yetkinliği vs vs. Bunları alt alta yazdıktan sonra bir önem sırası yapabilirsiniz. Mesela size yabancı dil çok gerekliyse, tercih edeceğiniz üniversitenin de yabancı dil politikasıyla yakından ilgilenirsiniz. 1'den 10' a kadar bir sıralama yaptıktan sonra, puanlama ölçeğine bağlı üniversiteleri değerlendirmek yerinde bir karar olacaktır. Seçeceğiniz üniversitenin aynı zamanda yan dal ve çift dal gibi programlarında işlevsel olup olmadığını iyi araştırın derim. Farklı alanlardan, disiplinlerden ders almanıza ne kadar müsaade ediyorlar? Bu sorunun cevabı gelecekte işinizi o derece kolaylaştıracaktır.

En nihayetinde ise Kampüs Üniversitesi mi Şehir Üniversitesi mi istiyorsunuz? Buna karar vermeniz gerekli. Bu süreçte öğrencilerin ihtiyaçlarına göre şekillendirilen üniversitelerde, yapacağınız tercihlerin sizin ihtiyaçlarınıza uygun olup olmadığını iyi planlamak lazım. Kampüs üniversitesi olarak tanımladığımız, genellikle şehirden uzak, bir kampüs içerisinde olan üniversiteler daha sakin bir yaşamı özleyenler için birebirdir. Burada öğrenci kendisine daha fazla zaman ayırabilir. Spordan, kütüphane hizmetlerine kadar bir çok alandan faydalanabilir. Tam tersi olarak da şehir üniversiteleri öğrencinin biraz da şehir hayatına adaptasyonunu zorunlu kılar. Her iki tip üniversitenin kendisine göre artıları ve eksileri vardır. Çok iyi değerlendirmek gereklidir.

Yine de kafasına takılanlar olursa,
sorularınıza cevap vermek için buradayım.
fsedatyilmaz@gmail.com

16 Haziran 2016 Perşembe

Bir Senenin Ardından

Bir seneyi daha bitirdik. Şimdi muhasebe yapma zamanı. Geriye dönüp geçmişte yaptıklarımızı ölçüp tartacağız. Hatalarımızdan dersler çıkarıp yolumuza daha emin adımlarla ilerlemek için çabalayacağız. Eğitim uzun süren bir sürecin meyvesidir. O nedenle sabırlı olmak ve hiç bıkmadan çalışmaya devam etmek gereklidir. Unutmamak gerekir ki eğitim, kişiyi gerçek hayata hazırladığı sürece değerini koruyacaktır. Ben kendi adıma dönüp baktığımda neler yaptığımı şöyle bir değerlendirdim ve bazı satır başlarını sizlerle de paylaşmak istedim.

Geçen 1 sene içerisinde yaptıklarımız...

1. TÜBİTAK ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ PROJE YARIŞMASI: Türk Dili ve Edebiyatı alanından hazırladığımız projemiz, Marmara Bölge 3.sü oldu. Bu süreçte öğrencilerimle birlikte oldukça verimli ve eğlenceli bir çalışma gerçekleştirdik. Ülkemizde satan popüler kitapların kelime çeşitliliğini ve bunun günlük konuşulan Türkçeye olan etkisini araştırdık.














2. DUVAR GAZETESİ: İki yıldır düzenli olarak çıkardığımız duvar gazetemizle, öğrencilerin kişisel gelişimlerine bir küçük artı katmayı hedeflediğimiz bu çalışma, sanırım hedefine ulaştı. Bir çok farklı türde yazının yayınlandığı bu gazetede, soran, sorgulayan bireylerin yetişmesi adına önemli bir farkındalık oluşturdu.











3. MÜNAZARA ÇALIŞMALARI: Bir görüş etrafında argüman geliştirmek ve geliştirdiği argümanı başka insanların önünde savunmak, hiç şüphesiz çok önemli bir kazanımdır. Bireyin kişisel gelişimi açısından hayati bir pozisyon teşkil etmektedir. Geçen 1 sene içerisinde gerek okul içi gerek okul dışında yaptığımız çalışmalar, maçların öğrencilere büyük bir farkındalık kazandırdığını düşünüyorum.






4. DESTINATION IMAGINATION: 
Türkiye’nin seçkin okullarının katıldığı dünyanın en büyük yaratıcılık yarışması olan Destination Imagination Türkiye Finalleri, bu sene 12- 13 Mart tarihlerinde Aydın’ın Kuşadası ilçesi Efes Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. 6 farklı alanda 800’den fazla takım ve 2000’den fazla öğrencinin katıldığı bu dev organizasyona, biz de 5 farklı takımla katıldık. İlkokul, ortaokul ve lise kategorilerinde yarışan öğrencilerimiz 2 gün boyunca birbirinden eğlenceli anları birlikte yaşadılar. Öğrencilerin kendilerinin hazırladıkları materyallerle ortaya koydukları yaratıcı fikirleri paylaştıkları bu turnuva sonunda okulumuz, lise kategorisinde Sosyal Sorumluluk Projesi Geliştirme alanında Türkiye 1.si ve ortaokul kategorisinde ise Teknik alanda Türkiye 2.si oldu. Mayıs ayında ABD'nin Tennessee eyaletinde
yapılan Global Final heyecanı ise bambaşka bir deneyim olarak öğrencilerin hanelerine yazıldı.







5. SARAY BOSNA KÜLTÜR GEZİSİ: Okul sadece dört duvardan ibaret bir mekan değildir. Öğrenmek için dışarı çıkıp gerçek hayatı da deneyimlemek gereklidir. Bu nedenle, öğrencilerimizle kültür gezilerine her sene çok önem veririz. Bu seneki durağımız da Saray Bosna oldu. Farklı bir kültürü ve hayatları deneyimleyerek kendilerine bir farkındalık daha kazandırmış oldular.










6. TİYATRO ÇALIŞMALARI: Gogol'un Müfettiş adlı oyununu oynadığımız bu keyifli gösteride öğrencilerle bambaşka bir deneyimi birlikte yaşadık. Biraz yorucu ama çok eğlenceli bir çalışma oldu bizler için. Emeği geçen herkesi tekrar tekrar yürekten kutluyorum.











7. ÇANAKKALE- EDİRNE KÜLTÜR GEZİSİ: Bizlere bu toprakları emanet edenleri yad etmek ve nereden, nasıl geldiğimizi unutmadan yolumuza devam edebilmek için, çok önemli bir etkinlik olarak gördüğüm bu geziden arda kalanları anlatacak ifadeleri bulmakta güçlük çekiyorum. Şüphesiz bu ülkede yaşayan her bir bireyin gidip görmesi, ziyaret etmesi gereken bir yer diye düşünüyorum.

13 Haziran 2016 Pazartesi

Amerika Seyahatimden Notlar-1

2 hafta önce çalıştığım okuldan bir grup öğrenciyle Amerika'nın Tenessee Eyaletinde bir yarışmaya katıldık. Oldukça yorucu ve bir o kadar da keyifli bir deneyim oldu bizler için.
Yarışmanın adı: Destination Imagination. Kısaca yarışmadan bahsetmek gerekirse, ABD’nin 50 eyaletinde ve 40 farklı ülkede 150 bin öğrencinin yarıştığı, dünyanın en büyük yaratıcılık, takım çalışması, çözüm geliştirme organizasyonuydu. 7 farklı alanda yapılan bu yarışmada biz de kendi kategorimizde Türkiye 1.liği elde ettik ve ülkemizi Amerika'da temsil etme hakkı kazandık.
Keyifli bir yolculuğun ardından Amerika'ya ulaştık. İlk gün otele yerleşme vs. ile geçti. Sonraki gün ise yarışmanın yapılacağı yeri gördük. Eşyalarımızı bıraktık ve yarışma için gelen diğer insanlarla tanıştık.

Oldukça sıcak kanlı ve bir o kadar da paylaşımcı olan bu insanlarla tanışmak bizler için inanılmaz bir deneyimdi. Kaç farklı ülkeden veya eyaletten insanla tanıştığımı hatırlamıyorum bile. Kendi ülkelerimizi, eğitim sistemlerimizi konuştuk. Onlara kendi ülkelerinde derslerin nasıl işlendiğini birinci ağızdan sorup öğrendim. Öğrencilerimiz farklı kültürlerden bir çok öğrenciyle tanıştı. Onlarla aralarında hediyeleştiler. Türkiye'den yanımızda getirdiğimiz Türkiye'yi simgeleyen rozetleri, anahtarlıkları değiştiler. Onlara kendi kültürleri ve yaşamları hakkında bir çok soru sorup, onların sordukları sorulara cevap verdiler.

Yine bu tanışmaların içerisinde beni en çok etkileyenlerden birisi de hiç şüphesiz Texas'lı Anne- Kız öğretmen oldu. Kızıyla birlikte öğretmenlik yapan bu kadın yıllara rağmen hala çok enerjik hala çok gençti. Onu dinledikçe ne kadar da doğru bir meslek tercih ettiğimi tekrar hatırladım. Kendisine bu enerjisini ve hala bu kadar başarılı bir öğretmen oluşunu neye bağladığını sorduğumuzda tek bir cevap verdi bize: İnovasyon. Kendimi her gün ama her gün yeniliyorum, dedi. Bu nesli anlamak ve bu nesle bir şeyler öğretmek istiyorsanız, daha sıkı çalışmamız gerektiğini söyledi. Yoksa unutulup kenarda kalmanın işten bile ol(a)mayacağının altını ısrarla vurguladı.

Yaşadıklarımızı, deneyimlerimizi- elbette- burada bir kaç satıra sığdırmaya çalışmak, o kadar da kolay olmayacak. Açıkçası ülkemizin mevcut eğitim sistemiyle -maalesef- gelişmiş ülkelerle rekabet edemeyeceğini görmek, beni gerçekten de çok üzdü. Gereksiz bilgi yığınlarından uzak, pratik hayatın sorunlarına çözüm arayan bir sistem geliştirmişler. İşinin ehli eğitmenler bu süreci yönetiyorlar. İş dünyası- akademi camiası sürecin aktif oyuncuları. Öğrenciler hem başarılı hem de bir o kadar mutlu. Geleceklerinden büyük bir umutla bahsediyorlar. Hepsinin hayali var. Özgüvenleri gerçekten de çok yüksek. İnanmışlar ve başarıyorlar. Bizim için hayal bile etmesi güç bir başarıyı istiyorlar ve bu yolda da adım adım ilerliyorlar.

Orada kendime sorduğum soruların başında: "Neden biz, bu tür bir başarıya bu kadar uzağız?" sorusu geldi. Halbuki bizler daha önce başardık. Farabiler, Biruniler, İbn Sinalar ve şimdi adını saymadığım onca bilgin, alim. Neden şimdi bunlar, bizden fersah fersah uzak ve sadece gördüğümüz, imrendiğimiz hatta özendiğimiz bir başarı olarak bizlere anlatılıyor. Kuru bilgi yığınlarından arındırılmış bir sistem oluşturup da gerçekten bir yarar elde etmeye çalışmıyoruz? Gerçekten de göremiyor muyuz, bu sistemin çoktan öldüğünü, işlevini tamamen yitirdiğini? Yaratıcılıklarının beslenme ihtiyacı olduğu bir yaşta bu çocuklara teste dayalı, kuru ezber bir eğitim sistemi dayatarak onlara ne kadar zarar verdiğimiz göremiyor muyuz?
Daha anlatacak çok şey var aslında. Ama bugün, burada hepsini bir anda tüketmek istemedim. Biraz daha sindirilmesi gereken, üstüne düşünülüp araştırılması gereken bir çok mesele var. Ama bütün yazdıklarımdan sonra hayatta kendime vazgeçmediğim bir düsturumu söyleyerek yazıma son vermek istiyorum. Asla vazgeçme, hayal et ve iste. Başarı; ancak hayal eden ve onu disiplinli bir çalışmayla götürenlerin olacaktır.

13.06.2016/ İstanbul
Sedat Yılmaz
Eğitim Danışmanı

Bir Eşit Ağırlık Öğrencisi Olarak Matematik Dersiyle Olan Sınavım :)

Bu başlığı açmamın temel sebebi, yıllardır gerek derslerine girdiğim öğrencilerim olsun gerek özelden bana mail, whatsapp mesajı vs. ile mes...