18 Kasım 2014 Salı

Bir Üniversite Gezisinin Ardından, Akılda Kalan Notlar


Bugün okulumdan son sınıf öğrencilerini götürdüğümüz Bahçeşehir Üniversitesi tanıtımında dinlediğim bir konferans, Türkiye ve eğitim sistemimiz hakkında baya bir düşünmeme neden oldu. Orada anlatıcının paylaştığı bazı bilgiler neticesinde, gün boyu acaba "nerede yanlış yapıyoruz?" u sordum kendi kendime. Eve geldiğimde orada dinlediğim ve not aldığım verileri karşılaştırma ve üzerine daha derin araştırma yapma fırsatı buldum. Şimdi sizlerle bu notları paylaşmak istiyorum:
1.Türkiye Patent sıralamasında Dünya'da sondan ikinci:
Patent: Buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretme, satma veya ihlal etme hakkıdır. (Vikipedi Sözlük) Ülkemizde geçen on yılda yapılan toplam patent başvurusu: "4096" Sadece Almanya'nın 2013 yılında yaptığı patent başvurusu: 27 bin 211
Bir tarafta 10 yılda yapılan 4096 patent başvurusu, diğer tarafta sadece Almanya'nın bir yılda yaptığı patent başvurusu "27 bin 211". Haber kaynağını aşağıdaki linkte paylaştım. Merak edenler daha detaylı olarak bakabilirler.
Her yıl yapılan onlarca sınav, dershanelerde- okullarda okutulan onlarca ders, verilen materyaller, alınan özel dersler, yapılan sempozyumlar, konferanslar vs. vs. aklınıza eğitimle ilgili gelebilecek her çalışma işin içerisinde, ama işte sayılar ortada. Fazla söze gerek yok. Tablo tüm çıplaklığıyla bizlere gerçekleri haykırıyor.

(Haberi daha detalı okumak isteyenler için: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24652354.asp)

2. Türkiye YGS- LYS birincisini Stanford Üniversitesi kabul etmedi.

Bizlere sunum yapan Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Turgay Polat’ın anlattığı bir hikaye beni epey derinden etkiledi: Sanırım 2013 Türkiye üniversite sınavı birincisinden bahsetti. Yıl tam olarak hatırımda değil kusura bakmayın. Neyse, Türkiye birincisi olan genç başlamış kendisine üniversite aramaya. Bahçeşehir Üniversitesi, kendi üniversitesine de davet etmiş. Okula gelince, üniversite mütevelli heyet başkanı demiş ki; biz, seni direkt olarak Amerika'ya gönderelim. Orada oku. Stanford Üniversitesi'ne bir mail atmışlar. Durumu anlatmışlar. Bu öğrencimiz Türkiye'de yapılan YGS- LYS sınavlarında birinci olmuştur. 1 milyon 800 bin küsur öğrencinin girdiği bir sınavda alınan bu derece bizler için çok önemlidir. Sınav içeriği şöyledir vs. Bir hafta sonra Stanford Üniversitesi'nden cevap gelmiş: "Yaptığımız araştırma neticesinde, YGS- LYS sınavlarının seçici bir sınav olmadığına karar verdik. Bu nedenle, o sınavlarda alınan bir derecenin ülkemizde bir karşılığı bulunmamaktadır. Başvurunuz kabul edilmemiştir."

3. Türkiye'de üniversiteden mezun olmuş bir gencin yurt dışında iş araması gerçeği!
Ülkemizdeki işsizlik durumu ortada, her yıl bu sayıya yeni on binlerce genç katılıyor. Aynı Türkiye'ye her geçen yıl yabancı ülkelerden çalışmak için gelen binlerce insan var. Bunların arasında Amerika'dan Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen mezun insanlar da var.  Rekabet ortamı her geçen gün daha da zorlaşıyor. Peki, tabloyu bir de şu açıdan değerlendirelim. Ülkemizdeki bir üniversiteden mezun olan bir genç, yurt dışında bir şirkette çalışmak istese? Kalbur üstü bir kaç üniversite dışında acaba diğer üniversitelerden mezun olanlar bu işe muvaffak olabilecek mi? Ya da sadece gittikleri ülkelerde garson, pompacılık gibi işler mi yapacaklar? Neden, bizler de hedeflerimiz arasına başka ülkelerde, farklı şirketlerde çalışmayı koyamıyoruz?
Nerede yanlış yapıyoruz bilemiyorum, ama bir yerlerde yanlış yapıyoruz orası gün gibi aşikar!

Peki, ne yapabiliriz? Sadece eleştirmek dışında, bizler neler yapabiliriz? Bu gerçeklerin ışığında, ibreyi lehimize nasıl çevirebiliriz?

Öncelikle, Türkiye'de sistem değişene kadar durum bu halinden ibaret. Bu nedenle, maceraperest olmaya lüzum yok. Yapılacak bir kaç düzenleme ve ekleme dahilinde gelecekte daha rahat edileceğini düşünüyorum. Bir defa yabancı dilin önemi üzerinde ciddi bir çalışma yapmak gerekli. Sınav İngilizcesinin yanı sıra konuşma İngilizcesinin de ilerletilmesi gerekiyor. Yapılabiliyorsa uluslararası geçerliliği olan (PET, TOEFL, IELTS vb.) bir sınavdan yeterlik alınmalı, böylece dil bildiğinizi ispatlamış olursunuz.
Bunun dışında, yapacağınız işe karar vererek, o konuda araştırma ve çalışma yapabilirsiniz. Sizin çalışmak istediğiniz alanda hangi üniversitede nasıl bir çalışma yapılıyor? Mezun olduktan sonra nasıl bir iş imkanı var? Bu gibi sorular sorarak, gelecek adına daha emin adımlar atabilirsiniz. Ayrıca üniversiteye gittikten sonra yurt-dışı eğitim imkanları nelerdir? Bunları iyi araştırmak gerekiyor. Yurt-dışında okumak sanıldığı kadar zor ve pahalı değil. Bunun için iyi araştırma yapılırsa, hiç tahmin etmediğiniz bir yerden (bahçe çiçekleri yetiştirmesi gibi) burs alabilir ve yurt-dışında okuma imkanı elde edebilirsiniz. Sadece, öncesinde iyi araştırma yapmak gerekli. Küçük değil büyük düşünmek çok önemli. Dünya vatandaşı olmayı hedeflemek bizler için en önemli öncelik olmalıdır.

Somut olarak sizlere sunacağım, Amerika'daki üniversitelerin kabul sırasında istediği üç şey var:

1. Kendinizi tanıtan bir yazı yazın: Kişinin kendisini anlattığı belirli bir sözcük sayısından ibaret bir yazı kaleme almasını istiyorlar. Neden bu üniversitede okumak istiyorsun? Gelecek hayallerin nedir? vs. vs.
2. Sosyal sorumluluk projelerinde yer aldın mı? Aldıysan hangileri? Bu projelerde ne görev yaptın?  : Kişinin hangi sosyal sorumluluk projelerinde yer aldığını soruyorlar. Hiç bir yardım kuruluşu adına çalışma yaptın mı? Kermes olur, yardım gecesi olur vs. şeklinde sorular sorarak kişinin, sosyal yönünü öğrenmek istiyorlar.
3. Hiç bir proje üzerine çalıştın mı? Bir proje ürettin mi? : Öğrencinin geçmiş yıllarda herhangi bir proje vs. hazırlayıp hazırlamadığını soruyorlar. Böylece, kişinin akademik anlamda nasıl bir alt yapıya sahip olduğunu, neler yapabileceğini ölçmek istiyorlar.

Çok söze gerek yok aslında. Rakamlar ortada. Bir yanda hemen her alanda başarının merkezi konumunda Amerika, batı ülkeleri diğer tarafta YGS-LYS gerçeğine rağmen Türkiye. Bir tarafta onların üniversiteye alma kriterleri diğer tarafta bizimkilerin. Şimdiden duyabiliyor gibiyim " -ee sadece kompozisyon yazdıracak, sosyal sorumluluk projelerine katacaksak, matematik bilgisini, fizik bilgisini kim ölçecek?"
Son sözü size bırakıyor ve bu konuda gerçekten düşünmenizi istiyorum.

Sedat YILMAZ

Eğitim Danışmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Eşit Ağırlık Öğrencisi Olarak Matematik Dersiyle Olan Sınavım :)

Bu başlığı açmamın temel sebebi, yıllardır gerek derslerine girdiğim öğrencilerim olsun gerek özelden bana mail, whatsapp mesajı vs. ile mes...