Günümüzde ekonomik, sosyal ve kültürel yaşantımız dijital
bir çağın ürünü. Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar artık hayatımızın
her alanında. Gün içerisinde onlarla ne kadar vakit geçirdiğinizi bir
düşünsenize. 2-3 yaşındaki çocuklardan tutun da koca koca adamlara kadar hemen
herkesin elinde ya bir akıllı telefon ya da tablet.
Teknolojinin getirdiği faydalardan ve kolaylıklardan artık
vazgeçemeyeceğimize göre gelişime ve değişime ayak uydurabilmemiz çok önemli. Bu
sürecin paydaşı olabilmek, “sadece tüketicisi değil de üreticisi de olabilmek” doğru
bir stratejiyi uygulayabilmekten geçiyor. Hem eğitimde dijital teknolojilerin
kullanımı hem de dijital teknolojilerin etkin ve doğru şekilde kullanılması
gerekliliği artık hayati bir önem arz ediyor. Bu sistemin gerekliliği. Ya değişeceğiz
ya değişeceğiz. Ama burada zaman çok önemli. Ya şimdi değişip sistemin bir
parçası, oyunun bir üyesi olacağız ya da çok sonraları oyuna giren sadece bir
seyirci olarak dışarıdan olan biten her şeyi izleyeceğiz. Tüm dünyada
teknolojide yeni bir safhaya geçti: “Kodlama” Oyunun kuralları yeniden ve en
baştan yazılıyor. Şansımız hala çok fazla. Eğer kendimizi kapatmaz ve açık
olursak biz de bu oyundaki yerimizi alırız.
Kodlamayı bilmemek adeta dijital çağda okuma yazmayı
bilmemekle eşdeğer. Ülkemizdeki sınava dayalı eğitim sistemi artık ihtiyacı
karşılamıyor. Bu bir gerçek. Matematikten ya da Türkçeden bir konuyu bilmenin
bir esprisi kalmadı. Günümüzde bilgi herkesin bir tık ötesinde. İnternetler süper
hızlı bir şekilde cep telefonlarımızda, bu yüzden artık ikinci dünya savaşının
bir 1939 yılında başladığını bilmesi, öğrenciye hiçbir şey kazandırmayacak.
Amerika topyekûn “kodlama”yı müfredatının içerisine sokmayı
planlıyor. Ülkemizde de yavaş yavaş bir hareketlenme söz konusu. Peki, biz ne
yapalım? Sadece eleştirip, sisteme kızarak Amerika, Avrupa, Uzak Doğu hayranlığını
mı dile getirelim: “HAYIR”
Sistemin bize getirdiklerini beklemeksizin her birey kendi
sistemini oluşturmalı. Hali hazırda piyasada kodlamayla ilgili birçok kaynak
mevcut. Adeta okuma-yazma seferberliğinde olduğu gibi herkesin elinde böyle bir
kaynak olmalı ve kendi işi doğrultusunda, kendi ihtiyacı kadar bir kodlamayı
öğrenmeli. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Okumayan, araştırmayan
kısacası çağının gerisinde kalan her bir birey yok olup gitmeye mahkûm. Kimse
kadere kızmasın, sistemi eleştirmesin. Başını iki elinin arasına koyup düşünsün
“Ben ne yaptım?”
Açık ve net tekrar ifade ediyorum: “Sadece Türkçe,
Matematik, vs.” dersleri çalışarak hazırlanır ve kendinizi dış dünyaya
kapatırsanız, inanın sistem içerisinde kaybolup gidecek ve kendinizi
bulamayacaksınız.
Sizlere yeni bir şeyden bahsettim. Belki birçoğunuz ilk defa
duydunuz. “KODLAMA” kısa bir araştırma yapmanızı tavsiye ederim. Gelecekte, ben
de bu konuyla ilgili daha detaylı ve geniş bilgiler aktaracağım sizlere. Ama o
zamana kadar sizler de kafanızı gömdüğünüz yerden kaldırın ve elinizin
altındaki teknolojiyi kendi faydanıza kullanın.
Sedat YILMAZ
Eğitim Danışmanı
Eğitim Danışmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder