"Watsapp 19 milyar
dolara satıldı. Eğitimle bunun ilişkisini kuramadığımız zaman Türkiye'nin
geleceği karanlıktır." Eser Karakaş
Gelişen küresel rekabet ortamında yaşamlarını sürdürmek
isteyen eğitim sistemleri değişen
eğitim gereksinimlerine uygun eğitim alanındaki mevcut ürün ve hizmet sunma
gerekliliğinin yanı sıra öğrenciyi eğitim alanında üretilen ürün ve hizmet
talepleri konusunda yönlendiren bir anlayış, günümüz eğitim stratejilerinin
belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.
Bu durum eğitim sistemlerinin eğitim alanında yeni ürün
ve hizmet sunmalarını zorunlu kılmaktadır. Böylece inovasyon kavramının önemi
artan rekabet ortamı ile daha da güçlenmektedir.
Peki, nedir inovasyon?
Peter F.Drucker’a (Harward University- 1985) göre inovasyon,
girişimciliğin bir aracıdır ve refah oluşturmak için yeni bir kapasite meydana
getiren kaynakları sağlayan bir eylemdir. TÜSİAD, inovasyonu bir süreç olarak
ele alarak, bilim ve teknolojinin oynadığı rolü öne çıkarmış, inovasyonun
“bilim ve teknolojiyi ekonomik ve toplumsal bir faydaya dönüştürmek” olarak
tanımlamıştır.
İnovasyonu anlamak ülkelerin geleceği açısından-şüphesiz-
hayati önem taşımaktadır. Mevcut eğitim sistemlerinin yenileştirilmesi ve
sürekli olarak değişen dünya düzeni içerisinde güncellenmesi, geleceğe emin
adımlarla ilerlemeyi sağlayacaktır. Değişmeyen
tek şeyin değişim olduğu gerçeğinden hareketle eğitim sistemlerinin
inovasyon ihtiyacı ivedilikle masaya
yatırılmalı ve ciddi anlamda tartışılmalıdır. İnovasyon sadece bir yenileşme
olarak algılanmamalıdır. İnovasyonun temelinde yatan yenileşirken, fırsatların
sistemin lehine çevrilmesi hareketedir. Yani, inovasyon kısaca “yeni olan her şey değil, ekonomik ve sosyal
bir katma değere dönüşen ya da dönüştürülen yenilikler”dir.
İnovasyonu doğru tanımlayabilmek ve idrak edebilmek için
temel sayıltılarının çok iyi anlaşılması, "Buluş, Girişimcilik, Ar-Ge,
Değişim" gibi kavramların da altının çok iyi doldurulması gerekmektedir.
Her bir kavram kendi başına yetersiz kalmakla birlikte resmin bütününe bakıldığında
inovasyonun anlaşılması-sanırım- daha da kolay olacaktır.
Eğitimde İnovasyon?
Dünya 1990'ların ortalarından itibaren son yüz yılda
gösterdiği gelişimin iki katından fazla gelişim göstermiş ve hala da bu gelişme
devam etmektedir. Bu nedenle, eğitim sistemleri de kendisini sürekli olarak
değiştirmeli ve yenilemelidir. Son yıllarda hayatımızın değişmez gerçeklerinden
olan "İnternet, Akıllı Telefon, Tablet" gibi bir çok teknolojik ürün
bizlere çok farklı ufuklar kazandırdı. Bunun neticesinde ortaya çıkan bir çok
ürün astronomik fiyatlarla satıldı, el değiştirdi veya bu ürünlere bağlı yeni
pazarlar kuruldu. Neticesinde avcı- toplayıcı bir nesil olarak macerasına
başlayan insanoğlu şu günlerde "uzay çağını" yaşamakta. Peki, eğitim
sistemlerimiz buna ne kadar hazır?
Türk Eğitim Sistemi, son yıllarda radikal değişimler
göstererek dünya şartlarını yakalamaya çalışmaktadır. "Yapılandırmacı Eğitim"
gibi bir anlayışla inovasyonu temeline alan Türk Eğitim Sistemi, tam olarak
olmasa da üzerine düşeni şimdilik yapmış gibi görünüyor; fakat ortaya çıkan
tablo bizlere hala yapılması gereken çok şey olduğunu göstermektedir.
Türk Eğitim Sistemi uygulayıcıları olan öğretmenlerin
sürekli olarak öğretime açık olmaları gerekmektedir. Günceli her an takip
etmeli, sadece kendi branşını değil diğer branşları da takip ederek disiplinler
arası işbirliğine her daim açık olmalıdır. Beklenti sistemin kendisinden değil
bireyin bizzat kendisinden olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, iyi sistem yoktur iyi uygulayıcı vardır.
Sistem uygulayıcısı olarak öğretmenlerin çağın
gereklerine uygun olarak kendilerini sürekli donatma ihtiyacı beraberinde
güncelin yakalanmasını sağlayacaktır. Böylece, uluslararası ölçekte bir
başarının da önü açılacaktır.
Öğretmenlerin sorması gereken en önemli sorular şunlar
olmalıdır: " Neden öğretiyorum?
Öğrenciler neden öğrenmeli? Bu öğretilenler öğrencilerin hayatında ne gibi bir
işe yarayacak?" Bu soruların cevapları ışığında her bir öğretmen kendi
müfredatını yeniden şekillendirmeli ve öğrencilere konuları anlatırken bu
bilgilerden faydalanmalıdır. Ayrıca, her bir öğretmen mevcut teknolojinin tüm
imkanlarından faydalanmak adına çaba sarf etmeli; fakat sırf teknolojiyi
kullanacağım diye de bir çaba içerisine girmek yenine eğiticinin amacı iyi bir
ürünün elde edilmesi olmalıdır.
İnovasyon eğitimin değişmez bir parçasıdır.
Öğretmenlerimizin bu gerçekten hareketle müfredatlarını şekillendirmeye
çalışması neticesinde elde edeceği ürünlerin, tüm tarafları mutlu edeceğinden
hiç şüphemizin olmaması gerekir.
Sedat YILMAZ
Eğitim Danışmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder