10 Mayıs 2015 Pazar

Sosyal İnovasyon Kampı Notlarım

Herkese mutlu pazarlar, bugün 10 Mayıs Pazar, Anneler günü, yazımı okuyan tüm annelerin ve anne adaylarının anneler gününü kutlayarak yazıma başlamak istiyorum. Sözü daha fazla uzatmadan hemen yazıma döneyim. Size kısaca, dün yaşadığım bir tecrübeyi anlatmak istiyorum.
09 Mayıs Cumartesi Günü Galatasaray Lisesi’nin ev sahipliğinde, Metlife şirketinin sponsorluk yaptığı “Sosyal İnovasyon Kampı” programına 8 okulun yanında biz de, çalıştığım okulu temsilen 10 öğrencimle birlikte katıldık. Yarışma içeriği kısaca şöyleydi: Her öğrenci bir gruba katıldı ve her grubun sosyal bir meselede çözüm üretecek şirket tasarlanması istendi. Her grubun başına atanmış bir danışman eşliğinde öğrenciler saat 16.00’a kadar şirketlerini oluşturdular. Hedeflerini, amaçlarını, şirketlerinin çalışma esaslarını oluşturan öğrenciler, saat 16.00’da jüri karşısında 3’er dakikalık bir sunum yaptılar. Sonunda ise jüri üyelerinin sordukları soruları cevapladılar. Jüri üyelerinin arasında kimler yoktu ki: “İletişim uzmanları, Banka Genel Müdürleri, Ali Sabancı’nın danışmanı vs.”
Oldukça zorlu geçen sunumların ardından bir grup birinci oldu ve yarışmaya katılan her bir öğrenciye katılım sertifikası vererek bizleri uğurladılar.
Bu yarışmada aldığım birkaç notu sizinle paylaşmak istiyorum.
1.    Bu gençlere, bizler ağırlık yapıyoruz.
Bir balonun uçması için ağırlıklarını bırakması gereklidir. Öğrencilerimiz de adeta, balonlar gibi uçmak için hazır bekliyorlar ama bu sistem uçmasınlar diye elinden gelen ağırlığı yapıyor. Bu program neticesinde gördüğüm şu oldu: “ Henüz yeni tanışmış gençler, hemen kaynaşarak bir problem karşısında fikir birliği yapabiliyorlar ve sonuca mükemmel biçimde katkı sağlıyorlar.” Dinlediğim her grup karşısında açıkçası büyülendim. Her grup sahneden inince “ – evet, kesinlikle bunlar birinci olmalı” dedim.  Sanki yıllardır bu işi yapan iş adamları gibi şirketlerini savundular. Gerçekten de belli bir amaç etrafında toplanan bu gençlerin enerjilerini görmenizi isterdim.
2.    Öz kaynaklarımızı maalesef boşa harcıyoruz.
Projeyi oluşturmak için tek ihtiyaç duydukları bir bilgisayar ve internet oldu. Fikirlerini internetten araştırdılar. Daha önce bu konuda yapılan bir çalışma varsa onu incelediler. O çalışmaların hangi yönlerini geliştirebileceklerini hesapladılar. Ve sonunda gerçekten de ortaya muazzam bir iş çıktı. Şimdi hemen hepimizin elinde bir bilgisayar bulunuyor ya da tablet veya akıllı telefon. İnterneti olmayan neredeyse hiç kimse kalmadı. Ama bizler ne yapıyoruz? Bu soruyu sizlere soruyorum: “Ne yapıyorsunuz?”
Şimdi bizler, başta öğretmenleri olarak gençlere doğru bir amaç verebilsek ve onları bu amaç doğrultusunda yönlendirsek, eminim neticesinde ortaya hayal bile edemeyeceğimiz muhteşem işler çıkacaktır. Yeter ki kaynaklarımızı boşa harcamayalım. Bu işte herkese çok iş düşüyor, hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Onları oyalamak yerine acilen sonuca götürecek hamleler yapmalıyız.
3.    İş dünyasından kopuk bir eğitim sadece zaman kaybıdır.
Neden okuyoruz, eğitim alıyoruz? Bu soruyu hemen her gün öğrencilerimden duyuyorum. Elbette ki onları gerçek dünyaya, kendi ayakları üzerinde durabilecekleri bir biçimde hazırlamak için çalışıyoruz. Peki, bu ne kadar başarılı oluyor?
İşte sorulması gereken soru tam olarak bu?
Bizim sistemimiz -maalesef- gerçeklerden kopuk bir biçimde işliyor. İş dünyasından, gerçek hayattan kopuk bir biçimde sistemi işletiyoruz. Ülkemizde kaç tane genç girişimcimiz bulunuyor ya da şöyle sorayım genç olmasa da kaç tane girişimcimiz var? Farklı bir şeyler yapmak için çabalayan ne kadar insan bulunuyor? Bir ülkenin gelişmişliği ancak iş dünyasının gelişmesine bağlıdır. Eğer herkes devlet memuru olmayı hayal ederse kim bu ülke adına kazanacak? Kendimize lütfen bu soruları soralım ve başta biz öğretmenler olmak üzere, anneler, babalar, gençler bu mesele karşısında nasıl bir tavır takınmalıyız? Bunu araştıralım.



Sedat YILMAZ
Eğitim Danışmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Eşit Ağırlık Öğrencisi Olarak Matematik Dersiyle Olan Sınavım :)

Bu başlığı açmamın temel sebebi, yıllardır gerek derslerine girdiğim öğrencilerim olsun gerek özelden bana mail, whatsapp mesajı vs. ile mes...