22 Ekim 2015 Perşembe

Neden Çok Fazla "Türkçe" Yanlışı Yapıyoruz?

Öğrencilerin son yıllarda yapılan üniversite sınavlarında Türkçe netleri  düşmeye başladı. Geçen sene Türkiye birincisi olan bir öğrencinin 3 Türkçe yanlışı olduğu gerçeğinden hareket edersek, sınav içerisindeki en belirleyici dersin Türkçe olduğunu söylemek sanırım zor olmayacaktır.
Bunun tabi ki tek bir nedeni yok. Müfredatın gereğinden fazla bilgi dolu olması, öğrencilerin kitap okumaması ve soruların da çok daha soyut ve subjektif olması elbette bunun bir kaç sebebi ;ama bunlar sadece görünen sebepler, asıl olarak neden 'Türkçe' yapamadığımızın sebebi bu değil.
Daha önceki bir yazımda, bu sene çalıştığım okulda Münazara Kulübü çalıştırdığımı paylaşmıştım. Geçen haftalarda öğrencilerle yaptığımız çalışmalarda gördüm ki kendilerini ifade edecekleri kelimeler bulmakta çok zorlanıyorlar. Unutmayalım ki, insanlar kelimelerle düşünürler. Ne kadar çok kelime bilirsek o kadar çok düşünür ve ortaya bir ürün ancak böylece koyabiliriz. Bilimsel manada gelişmiş ülkelerin aynı zamanda edebiyatlarının da gelişmiş olması bu nedenle bir tesadüf değil.
Tabletler, bilgisayarlar, akıllı telefonlar bizi hazırcılığa, kolaycılığa alıştırıyor. Bilgi artık bir tık ötemizde evet, bu yüzden de düşünmüyor aklımıza takılan bir şeyi, sadece bir kaç saniye harcayarak öğreniyoruz ki bu da bilgiyi yine bir kaç saniye içerisinde unutmayı kolaylaştırıyor elbette.
Yazdığım bu yazıyı bile okumakta zorlanan, hatta sıkılıp sonuna kadar okumayacak olan bir sürü öğrenci olacaktır.  Ama ne kadar da güneşi balçıkla sıvasak netice değişmeyecektir.
Düşün(e)meyen bir nesille karşı karşıyayız. Ödevlerini onların yerine aileleri yapıyor, dersleri okulda öğretmenleri anlatıyor. Pasif öğrenci, aktif öğretmen\aile gerçeğiyle karşı karşıyayız. Denemekten korkan belki de denemeye üşenen öğrenciler, zamanla tembelliğe alışarak tamamen kolaycılığa kaçıyorlar. Kalite günden güne azalıyor. Aynı zamanda üniversitede 2.sınıf öğrencisi olan ben, size işin mutfağından birisi olarak söylüyorum ki üniversiteye gelen öğrenciler de maalesef içi boş, hemen kolayına kaçan bir öğrenci grubu. Ders notlarını alıp ezberleyerek geçtikleri derslerden kendilerini başarılı sanıyorlar. Ama gerçek dünya görünenin aksine çok daha karışık ve zor.
Bütün başarısını yaptığı test sonuçlarıyla eşdeğer gören bir öğrenci, bir konu hakkında 5 dk. konuşmasını istediğimde 'apışıp' kalıyor. Gözleri direkt olarak şıkları arıyor. "- Hocam, beş şık içerisinden istediğiniz cevabı seçebilirim; ama sıfırdan cevap üretmek mi? (!)" Ne kadar trajikomik de olsa gerçek bu. İleri değil maalesef topyekun geriye gidiyoruz. "- Hocam, sürekli oku diyorsunuz; ama piyasada hep okumayan insanlar para kazanıyor, buna ne diyeceksiniz?" sorusuna o kadar fazla muhatap kalıyorum ki, maalesef bir öğretmen olarak, buna verecek cevap bulmakta kimi zaman zorlanıyorum.
Biliyorum, başlığın anlattığı konudan uzaklaştım. Türkçe yanlışı fazla olan öğrenciler belki bir çare bulurum ümidiyle yazıyı okudular. Ama size söyleyebileceğim 'yeni bir yol' yok. Okumadığınız, okuduklarınızı düşünmediğiniz sürece başaramayacaksınız. Hala sınav için önünüzde uzun bir zaman var. Her gün yarım saatinizi okumaya ayırsanız, bu sizden bir zaman çalmayacak aksine size çok şey kazandıracaktır. Hemen her sene tecrübe ediyoruz. Sadece paragraf sorusu çözdüğü halde bir dünya hata yapan öğrenciler, en sonunda hatayı başka yerde aramaya başlıyor. Bence, hatanın size ait olduğu gerçeğini kabul ederek bir yerlerden başlayabilirsiniz.
Gerçekten de bu konuda yolunu kaybetmiş öğrenciler, benimle irtibata geçebilirsiniz. Size seve seve doğru yolun tarifini verebilirim.
fsedatyilmaz@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Eşit Ağırlık Öğrencisi Olarak Matematik Dersiyle Olan Sınavım :)

Bu başlığı açmamın temel sebebi, yıllardır gerek derslerine girdiğim öğrencilerim olsun gerek özelden bana mail, whatsapp mesajı vs. ile mes...