Soru: Hocam, son
birkaç senedir Türkçe sınavı soruları zorlaşmaya başladı? Bu konuda nasıl bir
önlem alabiliriz? Ne yapalım da biz Türkçe netlerini artıralım?
Cevap: 2012
senesinde, dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı gazetecilere yaptığı bir
açıklamada şunları söyledi: “ Bizlerin, çağın şartlarına uygun artık okuyan,
okuduğunu anlatan, ifade kabiliyeti güçlü bireylere ihtiyacımız bulunmaktadır.”
Bu aslında o dönemde dikkatleri üzerine çeken bir açıklamaydı; ama maalesef
çoğu kişi bu ayrıntıyı kaçırdı. O dönem öğrencilerime yoğun olarak kitap
okumaları yönünde telkinde bulundum, bana ne kadar kızsalar da ödevlerimi
okuma- anlamaya dayalı olarak verdim. Şimdilerde o dönemki yaptığımız
uygulamaların semeresini almaktayız.
Sınav sistemi öğrencileri okumaktan uzaklaştıran sadece
teste dayalı bir başarıya itmektedir. Bu sebeple de öğrencilerin okumasını
beklemek gerçekten de çok zor. Onlar da haklı, katılıyorum. Ama işte son birkaç
senedir gelen Türkçe soruları, kitap okumadan bu işin olamayacağını ispatladı. Elimden
gelse öğrencilerin derslerinden birisini kitap okuma ve anlatma dersi yapardım.
Böylece kendilerini ifade kabiliyeti gelişecek ve çok yönlü
düşünebileceklerdir. Kitap okumak sadece bir hobi ya da boş zaman aktivitesi
değil, kişinin kelime hazinesini zenginleştiren en önemli etkinliklerin başında
gelmektedir. Unutmayın ki, kelimeleriniz kadar düşünebilirsiniz. Yani kısaca ne
kadar çok kelime bilirseniz o kadar çok düşünebilir, o kadar zekânızı kıvrak
kullanabilirsiniz. Bunun da yolu ancak ve ancak okumaktan, daha çok okumaktan
geçiyor.
Bazı öğrencilerin çok okuduğunu fakat yine de başarılı olamadığını
duyuyorum. O zaman ben de hemen hangi kitapları okuduğunu soruyorum. Maalesef çoğu-çeviri-
fantastik romanlardan ibaret. Kurtlar, vampirler vs. anlatan bu kitapların
sizlere katabileceği tek şey okuma alışkanlığı olacaktır. Yemek öncesi tatlıya
benzettiğim bu kitaplar bir süre sonra size fayda yerine sadece zarar
verecektir. Elbette okuma alışkanlığı gelişmemiş bir çocuğun- kontrollü olarak-
bu kitapları okuması faydalı olacaktır, ama ilk fırsatta edebi anlamda daha doyurucu
eserlere yönelmek gerekir. Biliyorum öğrencileri bu konuda vazgeçirmek çok zor.
Hatta kimi zaman bunları söylediğimde bana “dinozor” muşum gibi bakıyorlar; ama
ben yine de doğru bildiğimi söylemek zorundayım.
Sizi düşünmeye sevk edecek, edebi eserlere yönelirseniz
nihayetinde hem dünya görüşünüzü zenginleştirecek hem de başarınızı
taçlandıracaksınız. Yeni nesle ben “tablet nesli” diyorum bu nedenle, okumaktan
ve maalesef düşünmekten çok uzak bir nesil olarak yetişiyorlar. Artık istedikleri
her şey ellerinin altında. Tek tıkla istedikleri bilgiyi anında elde ediyorlar.
Bu da onların düşünmelerinin önündeki en büyük engel. Bu süreçte okumak bu
fasit daireyi kıracak tek güç diye düşünüyorum.
Şimdi sorumuzun cevabına dönelim, okumadıkça Türkçe soruları
daha zor gelecektir. Ne kadar çok soru çözseniz de gördüğünüz yeni bir kavram
karşısında şaşırıp kalacak ve kaybettiğiniz zamanın yanında korkarım doğru
yaptığınız soruların netlerini de kaybedeceksiniz. Saygılarımla.
Sedat Yılmaz
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
hocam kendimi bildim bileli kitap okuyan biriyim ama yıne 35 üstü net çıkmıyo, ben anlamadım bu işi
YanıtlaSil