Her yıl düzenlenen Abant Platformu Türkiye’nin birçok
yerinden bilim adamlarının, aydınların katılımıyla gerçekleşti. 31. Abant
toplantısı eğitim sonuç bildirgesinde, birbirinden dikkat çekici ifadeler yer
aldı. Türkiye eğitim sisteminin kangren olmuş bir sistem olduğunun tespiti
yapıldığı toplantıda, farklı birkaç çözüm önerisi de sunuldu. Sizlere aşağıda 31. Abant toplantısında eğitim
sonuç bildirgesinden birkaç başlık sunacağım. Dikkatlice okumanızı ve üzerinde
düşünmenizi öneririm.
Prof. Dr. Eser Karakaş, eğitimin Türkiye’nin en
sorunlu sektörü olduğunu söyledi. Son 20-30 senede dünyadaki gelişmelere ayak
uydurmada en çok direnen sektörlerden birinin eğitim olduğuna vurgu yapan
Karakaş, "Whatsapp 19 milyar dolara satıldı. Eğitimle bunun ilişkisini kuramadığımız
zaman Türkiye’nin geleceği karanlıktır.” dedi.
Türkiye'deki eğitim müfredatını eleştiren Karakaş, "Hiçbir öğrenci ve öğretmenin altından kalkması mümkün olmayan saçma sapan bir müfredatla karşı karşıyayız. Yapılması gereken; bu müfredattan beklentileri minimuma çekmektir. Mevcut eğitim sisteminde bir lise mezunundan 3 beklentim var. Birincisi; 4 işlemi mantığını iyi bilsin. Ana dilini, okumayı sevsin. İngilizce'de orta düzeye gelsin. Benim bu üçünün dışında lise mezunundan başka bir beklentim yok.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Yunus Çengel de, Avrupa Birliği ülkelerindeki eğitim sistemini örnek gösterdi. Çengel, “Birincisi; ana dilde eğitim. Bu olmazsa olmazdır. İkincisi; yabancı dillerde gelişim. Üçüncüsü; temel matematik becerisi. Mevcut sistemin temel hastalığı ise sınav. Her şey sınava göre. Eğitimdeki amaç; sınava hazırlamak. Dershaneleri kapatmaya çalışıyoruz ama aslında okullar birer dershane. Öğrencileri sınavlara hazırlamaya çalışıyoruz. Sınav sisteminde mekanizma aynı işliyor. O yüzden sınavların nasıl hazırlandığı değil, sıralama hedef olduğu sürece bunu kimin sağladığı fark etmiyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Fatih Töremen de “Avrupa Birliği’nin eğitim konusundaki toplantıda şöyle bir sonuç çıkmıştı; geleceğin en güçlü ülkeleri, eğitim sistemleri en güçlü ülkeler olacaktır. Her ülke eğitim siteminin kalitesi konusunda ciddi çalışmalar yapmak zorunda.” şeklinde konuştu
Türkiye'deki eğitim müfredatını eleştiren Karakaş, "Hiçbir öğrenci ve öğretmenin altından kalkması mümkün olmayan saçma sapan bir müfredatla karşı karşıyayız. Yapılması gereken; bu müfredattan beklentileri minimuma çekmektir. Mevcut eğitim sisteminde bir lise mezunundan 3 beklentim var. Birincisi; 4 işlemi mantığını iyi bilsin. Ana dilini, okumayı sevsin. İngilizce'de orta düzeye gelsin. Benim bu üçünün dışında lise mezunundan başka bir beklentim yok.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Yunus Çengel de, Avrupa Birliği ülkelerindeki eğitim sistemini örnek gösterdi. Çengel, “Birincisi; ana dilde eğitim. Bu olmazsa olmazdır. İkincisi; yabancı dillerde gelişim. Üçüncüsü; temel matematik becerisi. Mevcut sistemin temel hastalığı ise sınav. Her şey sınava göre. Eğitimdeki amaç; sınava hazırlamak. Dershaneleri kapatmaya çalışıyoruz ama aslında okullar birer dershane. Öğrencileri sınavlara hazırlamaya çalışıyoruz. Sınav sisteminde mekanizma aynı işliyor. O yüzden sınavların nasıl hazırlandığı değil, sıralama hedef olduğu sürece bunu kimin sağladığı fark etmiyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Fatih Töremen de “Avrupa Birliği’nin eğitim konusundaki toplantıda şöyle bir sonuç çıkmıştı; geleceğin en güçlü ülkeleri, eğitim sistemleri en güçlü ülkeler olacaktır. Her ülke eğitim siteminin kalitesi konusunda ciddi çalışmalar yapmak zorunda.” şeklinde konuştu
*pop10 haber sitesinden alınmıştır.
Sedat YILMAZ
Eğitim Danışmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder