Yeni Nesil
"Birey" ve Eğitim Hedefleri
Değişen ve gelişen dünya bizlere
yeni bir nesil verdi. Artık bilgi çağında yaşadığımız bu günlerde, her an her
istediği bilgiye ulaşabilen bir nesille karşı karşıyayız. Önceden bilgiye
ulaşmak için çekilen zahmet, sadece anılarda tatlı bir hatıra olarak kaldı.
Altı ayda yapılacak bir çalışma şimdi, bir kaç gün içerisinde yapılabiliyor. Bu
da beraberinde tüketimi hızlandırdı, bilgi tüketimini. Ama değişmeyen tek şey
insanın kendisi, istekleri ve arzuları. Bu nedenle, bu istek ve arzularına ulaşmayı
hedefleyen kişiyi, bu yola götürecek yegane araç: çalışmak gayretidir.
Tarım toplumlarında örgütlerin gücü
verimli arazilere ve demografiye, sanayi toplumunda ise makinelere ve maddi
sermayeye bağlıydı. Tarım toplumu “aristokrasi”yi, sanayi toplumu “burjuvazi”yi,
bilgi toplumu ise “birey”i ön plana çıkarmıştır. Böylece 1970’lerin
ortasından günümüze kadar gelen, “hataların yakalanması ve düzeltilmesi” olarak
tanımlanan Öğrenen Organizasyon kavramı ortaya çıkmıştır. Yönetim
biliminde, 1990 yılında Peter Senge’nin “Beşinci Disiplin” adını verdiği kitabında
geçen tanımlara göre öğrenen organizasyonlar kısaca bilen, anlayan ve düşünen
organizasyonlardır. Öğrenen organizasyon kavramı, bir bireyin sürekli olarak yaşadığı olaylardan sonuç çıkarması, bunları
aynı zamanda çevresinin geliştirebileceği bir sistem içinde değişen çevre koşullarına
adapte etmesi ve tüm bunların sonucunda sürekli olarak değişen, gelişen ve
kendini yenileyen dinamik bir birey olması
anlamına gelmektedir.
Peki, bu bireye nasıl ulaşılabilir?
Bu bireyin dikkati nasıl çekilebilir ve kendisini yetiştirmesi sağlanır? Bilgi
çağında birey, bilgiye nasıl ulaşır?
Her an bilgiye bu kadar yakın yaşadığımız çağımızda birey, bilgiyi nasıl
kullanır? Bunların her birisi apayrı sorun olmakla birlikte temelde bizi
alakadar eden bireyin bizatihi kendisidir.
Sadece bilgiyi bilmek tek başına
yeterli değildir. Mevcut eğitim sistemi maalesef bireyin, bilgiyi kullanabileceği bir ortamı oluşturmaktan uzaktır.
Bu nedenle, pasif bir şekilde yetişen birey,
kolaycılığa ve hazırcılığa alışmıştır. Peki, neler yapılabilir?
Öncelikle bireyin merak etmesi sağlanmalıdır elbette, merak eden birey kendi içerisinde bir itki
mekanizması kurarak sürekli bilmek isteyecektir. Sürekli bilmek isteyen birey ise, kendisine bir disiplin
oluşturarak çalışmayı hedef haline getirecektir. Hedef oluşturmak birey için olmazsa olmazlardandır. Ama
unutulmamalıdır ki karşımızdaki kendi başına var olan bireydir ve bu nedenle de hedeflerine saygı duymak gerekir.
Hedeflerini yönlendirmek yerine hedefleri üzerine düşünmesi sağlamak
gereklidir. Bunun için doğru soruyu sormak gereklidir. Direkt olarak yapılacak
bir yönlendirme asla işe yaramayacak yöntemlerin başında gelmektedir. Yeni nesil
bir birey yönlendirmeyi kabul
etmeyecektir.
Son olarak: Yeni nesil birey sonuç isteyecektir. Çünkü ulaşılabilir bir hedef olmadığı
sürece merakını harekete geçiremeyeceğimiz gibi daha ilk adımda başarısızlıkla
karşılaşırız. Unutulmaması gereken tek şey, karşımızda yeni bir nesil
bulunmaktadır. Bu nedenle, onları kendimizle kıyaslamamız en büyük hatamız
olacaktır. Kendimizden uzaklaştırmaktan başka da bir sonuç vermeyecektir.
Sedat YILMAZ
Eğitim Danışmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder