Her geçen sene daha da değişen dünya, takibini imkansız hale
getirdi. Bugün çıkan bir şey, yarın eskimiş olabiliyor. Halihazırda tüm
gelişmeleri takip etmek çok zor, özellikle de öğretmenler için. Dar gelirli ve
yaşam kavgası veren öğretmen, kendisini geliştirmek yerine, daha fazla gelir
etmenin gayreti içerisinde olduğu için, yenilikleri takip etmekten uzak. Bu
durum da haliyle, genç nesilleri olumsuz etkiliyor.
Eğer, bir öğretmenseniz ve sizler, gençlerin dinlediği
şarkıları "kafa ağrıtıcı" buluyorsanız, maalesef bu nesille aranıza
bir set çekmişsiniz demektir. Beğenmeyebilirsiniz elbette, ama "rahatsız
edici, kafa ağrıtıcı" gibi sıfatlarla yaftalıyorsanız, bu çocukların
dünyasından çok uzaktasınız demektir. Ve bu çocuklar da sizin önem
verdiklerinize haliyle kıymet vermeyecektir. Bunlar öğretmen- öğrenci
arasındaki farkı görmek için sıralayabileceğimiz
yüzlerce sebepten sadece bir tanesi.
Yenilikleri takip edemeyen öğretmen, zamanla birlikte tekrar
eden kişi konumuna gelecektir. Sürekli kendini tekrar ise gençlerin
yaratıcılıkları önündeki en büyük engeldir. Bu gençlerin yeni fikirlere ihtiyacı var. Onları yeni
fikirlere sürükleyecek öğretmenlere. Ancak, öğretmenlerin kendisi ne kadar yeni
fikirlere açık? Sorulması gereken asıl soru belki de bu?
Yeni mezun öğretmenler bu konuda çok daha istekli. Fakat
zamanla birlikte usanmışlık, bıkmışlık dört bir tarafını sarınca tüm bu
uğraşlardan vazgeçecektir.
Yine de yıllara meydan okuyan nice öğretmenler var. Hepimiz
biliriz onları. Üzerinden yıllar geçse de hatırlarız. Onlar ki gelecek
nesillerin yol göstericileridir. Yarınlarımızın teminatıdır. Altın anahtarla
gençlere geleceğin kapısını aralayandır.
Tüm bu söylediklerimden sonra bizler, yani öğretmenler,
kendimizi bir defa olsun düşünmeliyiz. Haftada kaç kitap okuyoruz. Kaç film
seyrediyoruz? Kaçımızın yurt dışı seyahat planı var? Kendimizi ne kadar
geliştiriyoruz?
Bu soruları sormak zordur. Cevaplarını duymak istemeyiz
kimimiz. Anında bahaneler üretiriz. Vaktimiz yok, paramız yok vs. Ama unutmamız
gereken tek şey, kendimize saygı duyulmasını istiyorsak, öncelikle bizler
kendimize saygı duymalıyız.
Sedat Yılmaz
Eğitim Danışmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder