25 Haziran 2014 Çarşamba

PISA Başarısının Türkiye Özelinde Değerlendirilmesi


Eğitimde istenilen sonuçlara ulaşılıp ulaşılmadığının öğrenilmesi ve geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi, bu alanda süregelen değerlendirme çalışmalarının yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Ulusal değerlendirmelerin yanı sıra uluslararası değerlendirme çalışmaları, ülkelerin kendi düzeylerini diğer ülkelerle karşılaştırma fırsatı yaratmaları açısından önemli bulunmaktadır. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından düzenlenmekte olan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), bunlardan birisi olup katılımcı ülkelerin eğitim durumlarını ortaya koyarak, kendi ulusal eğitim problemlerini belirlemelerine ve yeni eğitim politikaları üretmelerine katkı sağlamayı hedeflemektedir. (Grek, 2009)
Üç yıllık aralıklarla düzenlenmekte olan PISA sınavında, zorunlu eğitimin sonuna yaklaşan 15 yaşındaki öğrencilerin topluma aktif katılımları için gerekli olan bazı temel bilgi ve becerileri ne derecede edindikleri ölçülmeye çalışılırken, öğrencilerin okulda neyi öğrendiklerinden çok, okulda öğrendiklerini kullanarak günlük yaşamda karşılaşabilecekleri problemleri nasıl çözdükleri üzerinde durulmaktadır. (OECD,2004) Türkiye, girmiş olduğu dört PISA sınavında da ortalamanın çok altında kalarak en başarısız ülkeler arasında yer almıştır. Türk eğitim sistemi öğrencilerin, pratik hayatta kullanabilecekleri bilgiyi öğretmekten çok, klasik eğitim anlayışındaki ezberci, salt bilgiyi öğreten eğitim anlayışını benimsemiştir.  Öğrenciler, öğrendiklerini gerçek hayatta kullanma konusunda çok yetersizlerdir. Aldıkları eğitimin neticesinde, “neden öğreniyorum?” sorusuna cevap bulamamaktadırlar. PISA sınavlarının ortaya koyduğu başarı grafiği de Türk eğitim sisteminin ne kadar yetersiz kaldığını açıkça göstermektedir.
Türkiye’nin PISA sınavında; okuma, problem çözme, matematik ve fen alanlarındaki ortalaması her geçen sene artsa da, ortalamanın çok altında kalarak en başarısız 10 ülke içerisinde yer alması, Türk eğitimin sistemin içerisinde bulunduğu vahameti göstermeye yeter bir tablodur. Avrupa Birliği’ne uyum süreci ve uluslararası eğitim normları, küresel boyutta gerçekleşen ekonomik ve teknolojik gelişmeler, eğitimde kalite arayışı, mevcut sistemin beklentiyi karşılamada yetersiz kalması ve ekonomik kalkınmayı sağlayacak bir eğitim sistemine kavuşma isteğinin yanı sıra 2003 ve 2006 yılı PISA sonuçları, genel olarak Türkiye’de genel olarak eğitim alanında bazı reformların yapılması gereğini ortaya çıkarmıştır. (Akpınar ve Aydın, 2007). Bu bağlamda, MEB 2004 yılı eğitim programı reformu çerçevesinde dokuz ilde gerçekleştirilen pilot uygulamanın ardından giderek yaygınlaşan yapılandırmacı yaklaşımı merkeze alan; çoklu zekâ, öğrenci merkezli eğitim, bireysel farklılıklara duyarlı eğitim, sarmal, tematik ve beceri yaklaşımları ile zenginleştirilen eğitim programları tasarlanmış ve uygulamaya konulmuştur. ( Eğitim Reformu Girişimi [ERG], 2005).
Günümüzde gelinen nokta, ihtiyaç duyulan bir eğitim sistemi oluşturmak yerine ihtiyaçlara göre şekillendirilen bir eğitim sistemi olmuştur. Ana iskelet üzerine yapılan eklemeler ve çıkarmalar, sistemi iyileştirmekten öte, daha da kangren hale getirerek, içinden çıkılması güç bir duruma sokmuştur. Teorik olarak, öğretilenler çağın şartlarına uygun ve yeterlidir. Ancak uygulama noktasında, uygulayıcıların (öğretmenlerin) yeterliklerinin bu sisteme uygun olup olmadığı incelenmeden, tepeden inmeci bir anlayışla bu sistem oluşturulmuştur.

Eğitimde yeni arayışlar içerisinde olduğu açıkça görülen Türkiye’de ihtiyaçları karşılamak adına, masa başında yapılan eğitim sistemlerinden ziyade, sahada uygulamaya dönük, eğitmen yeterliğine bağlı bir sistemin oluşturulması, çok daha olumlu sonuçların elde edilmesini sağlayacaktır. Çağın gereksinimlerine daha fazla gözlerimizi yumamayız, biz her ne kadar küresel ölçekte dünyayı kabul etmesek de dünya her geçen gün daha da küreselleşiyor.

Sedat YILMAZ
Eğitim Danışmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Eşit Ağırlık Öğrencisi Olarak Matematik Dersiyle Olan Sınavım :)

Bu başlığı açmamın temel sebebi, yıllardır gerek derslerine girdiğim öğrencilerim olsun gerek özelden bana mail, whatsapp mesajı vs. ile mes...