Okullar çocukların motivasyonunu nasıl öldürüyor?
Aşağıda bir okulun öğrencilerinin puanları var.
Aşağıda bir okulun öğrencilerinin puanları var.
Puanlar 100 üzerinden.
1. sınıf: 55
2. sınıf: 48
3. sınıf: 40
4. sınıf: 38
5. sınıf: 52
6. sınıf: 42
7. sınıf: 41
8. sınıf: 34
2. sınıf: 48
3. sınıf: 40
4. sınıf: 38
5. sınıf: 52
6. sınıf: 42
7. sınıf: 41
8. sınıf: 34
Ortalama: 43.75
Sizce bu puanlar ne puanı? Neden ortalama çok düşük ve
neden bu puanlar çocuklar bir üst sınıfa geçtikçe daha da düşüyor?
ARAŞTIRMA
Stanford Üniversitesi'nden Profesör Mark
Lepper, çocukları iki gruba ayırıyor.
İlk gruba altı tane anagram (farklı
harfleri birleştirerek kelime oluşturma oyunu) ve altı tane renkli kalem
veriyor. “İstediğiniz anagramı ve kalemi seçip, anagramları çözün.” diyor.
İkinci gruba aynı anagramları ve kalemleri
veriyor ama “Bunlar arasından ben bu anagramı ve bu renk kalemi seçtim. Bunları
kullanarak, anagramları çözün.” diyor.
Sizce hangi grup daha çok anagram çözmüş
ve oyunu daha çok sevmiştir?
TUTKU VE BECERİ
Birinci grup, tam dört kat daha fazla anagram çözüyor
ve üç kat daha fazla zaman harcıyor.
Dahası deney sonunda anagramları çok sevdiğini
söylüyor. Peki, böyle büyük bir fark neden çıkıyor?
ÖZERKLİK VE İÇ MOTİVASYON
İnsanlar bir işi ya sevdiği için (iç motivasyonla) ya
da yapmak zorunda olduğu için (dış motivasyonla) yapar.
İç motivasyonu etkileyen birçok mekanizma var. Yapabildiğimiz,
anlamlı bulduğumuz, sosyal ilişki kurduğumuz veya keşfettiğimiz işleri iç
motivasyonla yaparız. Ama bu deneyde bu mekanizmaların hiçbiri yok.
Seçme özgürlüğü (özerklik) vermek ilk grubun
başarısının sebebi olabilir mi?
ÖZERKLİK VE KONTROL EDİLME
İnsanlar kendi seçtikleri işleri daha severek yapıyor
ve başarmak için daha çok uğraşıyor. İnsanlara özerklik sunulmadığı
zaman, kişi kontrol edilmiş hissediyor.
Bu durumda kişinin bilinçaltında şöyle bir mesaj
oluşuyor: ben bir işi kendi rızam dışında zorla yapıyorsam, demek ki bu iş
eğlenceli ya da anlamlı değil. Öyleyse ben bunu seviyor olamam.
Böylece iç motivasyon düşüyor. Seçme özgürlüğü
verilince, kişi “Ben bunu seçtiğime göre seviyor olmalıyım.” diyor. İç
motivasyon artıyor.
İşte tam bu yüzden deneyde birinci grup daha başarılı
oluyor ve daha çok zevk alıyor. Yani, özerklik, tutku gelişiminde ve başarıda
beceriden daha önemli olabiliyor.
OKULLARDAKİ DURUM
Maalesef yukarıdaki puanlar okulda seçme özgürlüğü
verilmeyen çocukların öğrenmeye bakışını yansıtıyor.
(Yüksek puan çocuğun iç motivasyonlu, düşük puan
çocuğun dış motivasyonlu olduğunu gösteriyor.)
Çocukların öğrenmeye bakışı büyük oranda “dış odaklı.”
Çocuklara bir anket aracılığıyla soruyoruz: Neden
ödevlerini yapıyorsun?
En çok verilen yanıtlar:
Öğretmen kızdığı için.
Benden istenen budur.
İyi bir öğrenci olmak için.
Öğretmen kızdığı için.
Benden istenen budur.
İyi bir öğrenci olmak için.
En az verilen yanıtlar:
Ödev yapmayı seviyorum.
Konuyu daha iyi anlamak için.
Ödev benim için eğlencelidir.
Ödev yapmayı seviyorum.
Konuyu daha iyi anlamak için.
Ödev benim için eğlencelidir.
Görüyorsunuz. Çocuklar ödevi iç motivasyonla değil,
dış motivasyonla yapıyor.
Anketi yaptığımız tüm okullarda en düşük puan her
zaman bu kategoriden çıkıyor. Daha da ilginci, üst sınıflara çıktıkça öğrenme
motivasyonu daha da dış odaklı oluyor.
DIŞ MOTİVASYON
Üst sınıflara çıktıkça neden iç motivasyon düşüyor,
dış motivasyon artıyor?
Sınıfta kitaplar, yöntemler, ödevler, çalışmalar hep
öğretmen tarafından seçiliyor. Zaten seçme özgürlükleri az.
Üst sınıflarda bir de sınav işin içine giriyor.
Çocuklar tamamen sınav için çalıştığından kontrol edilmiş hissediyor. Kontrol
edilme duygusu da iç motivasyonu daha da düşürüyor.
OKULDA KONTROL EDİLEN ÇOCUKLAR
Bu durumda çocuklar okula sevdiği için değil, tamamen
gitmek zorunda olduğu için gidiyor. Okuldan soğuyor.
Okuldan soğuyan çocuğu da biz tehdit ve kontrol
yöntemiyle (dış motivasyonla) okulda tutmaya çalışıyoruz. Öğrenen değil, idare
eden çocuklar yetiştiriyoruz. Bazıları da isyan ediyor.
Düşünün, sadece kalem rengini seçmek bu kadar etkili
oluyorsa, çocuklara okullarda daha çok seçme özgürlüğü versek, neler olur?*
*Özgür Bolat/ Hürriyet Gazetesi Yazarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder