Formal
eğitimin kişiler ve devletlerarası rekabetin belirleyicisi haline geldiği, eğitim
alan kişilerin sayılarının ve eğitim yıllarının uzunluğunun gelişmişlik
düzeyinin göstergelerinden birisi olarak değerlendirildiği günümüzde, eğitim
yaşantısı bireyi belirleyen en önemli etkenlerden birisi olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Eğitim sistemlerinde yapılan reformlar kimi
sorunların çözümünde etkili olabilirken, temelde eğitimi ve çocuğu yeniden
tanımlamak girişimlerinden, eğitimin ne
için, kimin için ve nasıl olması gerektiği sorgulama alanlarında bireyi merkeze almaktan uzak olduğu
için, eğitim tüm ülkelerin gündemindeki önemli bir sorun olarak varlığını
sürdürmektedir.
Diğer bir yanda ise kitle eğitiminin amacını
ve tüm olumsuzluklarını yüzyıldan uzun süredir tartışan ve alternatif uygulama
modelleri geliştiren bir eğitim hareketinin varlığı görülmektedir. Çağdaş eğitim
modelleri sürekli olarak güncellenerek, bu hususta problemlere çare olmaya
çalışmaktadır. Hala ezberci bir anlayışla, salt bilgi öğrenimi yapan eğitim sistemleri, kaybetmeye mahkûm
sistemlerdir. Artık, bilgiyi bilmenin çok da bir önemi kalmamıştır. Bilgi, sadece
bir tık ötede bulunmaktadır. Akıllı telefonlarımızdan
bile istediğimiz anda ulaşabildiğimiz bilgi, günümüz gençleri için sıradan bir
durum teşkil etmektedir.
Eğitim
yaşantısının olumlu etkilerinden çok olumsuz etkilerinin tartışıldığı günümüzde,
eğitimin amaç ve yöntemlerini sorgulamak, bizler için oldukça önemlidir. Alternatif eğitim hareketlerini bu
hususta değerlendirmek gerekir. Batı’nın uzun yıllar sonra elde ettiği bilgi ve
birikim, eğitim metodunu değiştirmeleri gerektiğini onlara göstermiştir. “Öğrenci
Merkezli Eğitim Modeli”ni benimseyen gelişmiş eğitim sistemleri, öğretmenlere;
bir yol gösterici, bir rehber olarak öğrencinin hayatında rol vermiştir. Yapan ve
yaptıklarını kontrol eden yine öğrencinin bizzat
kendisidir. Öğretmen sadece yol göstericidir. Hangi yolda yürümesi gerektiği
hususunda öğrenciye yol gösterir; fakat onun bireysel gelişimine asla müdahale
etmez.
Alternatif eğitim
sistemlerini değerlendirmek için, öncelikle öğretmenlerimizin ilgi ve
alakalarını bu yöne çekmek gereklidir. Gelişmiş ülkelerin nasıl geliştiği
yönünde merakımızı besler ve nihayetinde bu amaçta araştırmalar yaparsak,
bizler de ‘kendimize ait’ en ideal
eğitim sistemini bulmuş oluruz.
*Katkılarından ötürü Özge Şahintürk’e teşekkür ederim.
İleri okuma için:
1.
Montessori Metodu- Eylem Korkmaz, Algı Yayıncılık
2.
Eylem Araştırması El Kitabı- Andrew
Jonhson, Anı Yayıncılık
3. Etkili Öğretim Tasarımı- Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları
3. Etkili Öğretim Tasarımı- Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları
Sedat YILMAZ
Eğitim Danışmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder